Vitiligo, deride oluşan vitamin ve mineral eksikliği sonucu ortaya çıkan önemli bir hastalıktır. Hastalıkta etkin olan eksik vitamin ve mineraller A, E, D ve E vitaminleri, Kalsiyum, Magnezyum, Protein, Fosfor ve Bakır Mineralleridir. Vitiligo rahatsızlığı olan kişiler ilaçlarının kullanımına ne kadar dikkat ediyorlar ise beslenmelerine de o kadar dikkat etmelidirler.
Vitiligo hastaları meyve ve sebzelerini kendi mevsimlerinde tüketmeye gayret etmelidirler. Hastanın tedavisi ve sonraki süreçte mutlaka yukarıda sayılan vitamin ve mineralleri düzenli bir şekilde almaları gerekmektedir. Bu besinlerin mutlaka ve mutlaka mevsimlerinde yani besin değerleri düşmemiş iken tüketilmesi gerekmektedir ki bu sayede deri kendisini çok rahat bir şekilde yenileyebilsin.
Vitiligo hastaları havuç, yeşil yapraklar, ıspanak, lahana gibi sebzelerin yanısıra meyve, tahıl, fındık, zeytin ve soya fasulyesi gibi besinleri tüketmelidirler. Özellikle sebze tüketimi vitiligo hastaları için büyük önem taşımaktadır.
Ağız ve akciğer kanserine karşı olan A vitamini bulunan havuç, bu hastalık için büyük yararlara sahiptir. Yine ıspanak da demir bakımından zengin olması nedeni ile güneş ışınlarının cilt tarafından yararlı bir şekilde emilimini sağlamaktadır. Yeşil Yapraklı Sebzeler ise kalsiyum ve demir mineralleri yönü ile zengin oldukları için yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarının oluşmasına engel olmakla beraber vitiligo hastalığının ağır etkilerinin de azalmasını sağlamaktadır.
Vitiligo hastalığında düzenli olarak alınması gereken bir kısım vitamin vardır. Bunların başında B12 vitamini gelmektedir. Balık, süt, et, yumurta ve peynirde bol miktarda bulunan B12, hastaların dış görünümlerinin düzelmesinin hızlanmasında yardımcı olarak, kişinin moralinin düzelmesine ve bu sayede hastalıkla savaşı sırasında daha güçlü olmasına yardımcı olur.
Yine A vitamininin bolca bulunduğu havuç ve ıspanak tüketimi, renk hücrelerinin sağlıklı bir şekilde meydana gelmesini ve B12 vitamininde olduğu gibi derinin yenilenmesinin hızlanmasını sağlayacaktır. A vitamini, vücut direncinin korunmasında büyük rol oynaması ile de hastalığın yenilmesinde önemli bir görev üstlenmektedir. A vitamini sadece vitaminin kendisi olarak fayda sağlamamakla beraber keratin yapısının da A vitamini ile kullanımı ile hastaların vücut sağlığının düzeldiği gözlemlenmektedir.
Bağışıklık sistemini güçlendirme etkisine sahip olan vitaminlerin bulunduğu şeftali, kayısı, biber ve lahana gibi meyve ve sebzelerin de düzenli olarak tüketilmesi hastalıkla başa çıkma yolunda önemli role sahiptir. Düzenli ve dengeli beslenme yolu ile günlük D, E, A ve C vitaminlerinin yeterli düzeyde alınması ile dengeli beslenme sağlanıyor iken aynı zamanda vitiligo gibi bağışıklık sistemine bağlı rahatsızlıkların da iyileşmesi sağlanmaktadır.
Her hastalıkta olduğu gibi, vitiligo hastalığında da bağışıklık sisteminin korunmasına dikkat etmek gerekmektedir. Özellikle cilt ve deri hastalıklarında, vücudun direk dış dünyaya açılan kapılarını oluşturan bu yapılar, bağışıklık sisteminin zayıflamasından oldukça fazla etkilenmektedirler.
Beyazlama hastalığı olarak da adlandırılan bu hastalık öncelikle bir kalıtsal yani genetik bir rahatsızlık değildir. Vitiligo rahatsızlığının ana sebebi, bağışıklık sisteminin kendi kendisine saldırması ve bu sebeple deri hücrelerinin kendisini yenilemede ve renklendirmede sorunlar yaşamasıdır. Bu sebeple, vitiligo hastalarının bağışıklık sistemlerini güçlendirici besinler yemesi ve bu yönde olumlu etkilere sahip olacak yaşam tarzlarına sahip olmaları gerekmektedir. Gün içerisinde en az 3 ana öğün ile 2 ara öğünden oluşan en az 5 kez yemek yemiş olmak, vitiligo hastaları için olumlu sonuçlar doğuracaktır. İş stresi, üzüntü, sinir ve kızgınlık gibi kişinin moralini bozacak şeylerden de kişinin uzak durması hastalıkla baş etmede öneme sahiptir.
Bağışıklık sistemi, vitiligo hastalığının iyileşmesinde ve aynı zamanda ilerlemesinde büyük rol oynamaktadır. C vitamini, D vitamini gibi kişiyi zinde tutmayı sağlayan vitaminlerle zenginleşmiş besinler tüketmek, düzenli uyumak ve stresten uzak durmak hastalıkla baş etmede önemli role sahiptir.
Bağışık sistemi ve sinir (moral) tabanlı bir rahatsızlık olan vitiligo ile baş etmede ilaç kullanımı, düzenli beslenme ve vitaminlerin yanı sıra bitkisel ürünler de kullanılması kişinin sağlığına daha kolay kavuşmasını sağlayacaktır.
Oğul otu, meyan kökü, anason, defne, üzerlik tohumu, karabaş otu bitkileri, vitiligo hastalığında olumlu sonuçlar verme yönleri ile kullanımlarında sakınca görülmemektedir. Bu bitkiler tek başlarına kullanılabildikleri gibi kaynatılarak suları içilebilir, ezilerek özlerinden tadı kötü olmayacak şekilde şekerlendirilerek tüketimi sağlanabilir. Ya da bu bitkilerin özleri alınarak günde belli bir miktar şeklinde su ile karıştırılarak vücuda alınabilir. Bu konuda doktorları ile görüşmeleri, hastalara verilen en önemli uyarılardandır çünkü kişinin bu bitkilerden herhangi birine karşı bir alerji durumu olabilir, bu durumda ne ile karşılaşacaklarını bilemeyebilirler, telaşa düşebilirler.
Vitiligo hastalığı bir kalıtsal olmayan bir deri rahatsızlığıdır. Deri rahatsızlıkları arasından en çok rastlananlardan bir tanesi olan bu rahatsızlık, güneşten çok fazla etkilenmemektedir.
Doğanın enerji kaynağı olan güneş, vitiligo hastaları için hem yararlı hem de zararlı etkilere sahiptir. Hastanın güneş enerjisi ile karşılaşma saatlerine dikkat etmesi, güneş kremi kullanması ve D vitamini ile zengin havuç sebzesini tüketmesi, hastalığı ile baş etmesi konusunda kendisine yardımcı olacaktır.
Vitiligo hastalığı, sedef ve egzama gibi diğer deri hastalıklarında olduğu gibi bağışıklık sisteminin zarar görmesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Kişinin moral yönü ile sorunlu bir dönemde olması da hastalığı tetikleyen nedenlerden bir tanesidir.
Vitiligo ile savaşmakta en önemli silah, hastalığın oluşmasındaki nedeni keşfetmek olacaktır. Hastalığın başlamasından önceki dönemlerde, kişinin ruh sağlığının iyi olup olmadığı, hastalığın sinirsel bir sebebe bağlı olup olmadığını ortaya çıkartacaktır. Aile iç problemler, ruhsal bozukluklar, sosyal ortama uyum sağlayamama gibi kişinin sorunlu bir zamanında oluşmuş bir durum ise, bu sorunlu durumun ortadan kaldırılması gerekmektedir. Eğer ki bu durum ortadan kalkmaz ise tedavi süreci uzayacak ve muhtemelen kişi sağlığına kavuşamayacaktır. Hastanın stresli bir işe sahip olması, aile içerisinde sorun yaşaması, kişisel problemleri olması da hastalıkla baş etmesinde karşısına engeller çıkartacaktır.
Hastanın sosyal çevresinin hastaya çok normal bir hastalıkla savaştığı hissinin vermeleri gerekmektedir. Vitiligo hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu yüzden sosyal ortamlarda hasta ile temastan kaçınmak yersiz ve hatta hastaya zarar verici nitelikte olacaktır.
Vitiligo hastalığında en çok dikkat edilmesi gereken şeylerin başında "moral" etkeni gelmektedir. Zaten bağışıklık sisteminin zarar görmesinden dolayı oluşan bu rahatsızlık, ancak ve ancak yüksek moral, sağlıklı bir ruh hali ile tedavi edilebilir.
Hastalığın ilerlememesi, kişinin sağlığına kavuşabilmesi için düzenli uyuması, dengeli beslenmesi ve güneş ışınlarını alma konusunda dikkat etmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir yapıya sahip olmayan bağışıklık sistemini düzenlemek için düzenli uyku çok önemlidir. Kişinin biyolojik saatlerinin düzenli hale gelmesi, günlük belirli saat aralıklarında ve sabit saat miktarında uyuması ile oluşur. Dengeli beslenme ile deri hücrelerinin kendisini yenilemesi ve hızlı bir şekilde düzene girmesini sağlamak da çok kolaydır.
Vitiligo hastaları, stresten uzak durmalı ve aynı zamanda hastalığının onlara verdiği sosyal sorunları göz ardı etmeleri gerekmektedir. Özellikle dış görünüşlerinde aldıkları hasarları tedavi edebilmeleri için günlük tükettikleri vitamin ve minerallere dikkat ederek, vücut dirençlerini sağlayabilirler. Günlük en az 3 öğün yemek yemek ve bu öğünlerde aldıkları besinlere dikkat etmeleri de hastalıkla baş etmeleri konusunda yardımcı olacaktır.
Bu makale 40599 kez okundu.
